12 Şubat 2013 Salı

Libadiye Caddesi-Mimoza Parkı'nda birisi ölsün diye bekleyen açık kapak!


Metro çalışmalarının birer birer iptal ettiği güzel çocuk parklarımızdan sonra Libadiye Caddesi'nde eski Mimoza Parkı'nın metro çalışmaları dışında kalan alanına yeni Mimoza Parkı yapılmış. Aman ne güzel dedik, hem yoldan uzakta kalıyor, hem çıkmaz sokak gibi olmuş parkla işi olmayan oradan geçmiyor. Tehlikeli bir havuzu var parka inen yolun ortasında görür-görmez tepemi attıran ama Allah'tan Bora orayla pek ilgilenmiyor da ben de sinirimi erteliyorum.
Çocuk parkının içinde etrafında koruma olmayan havuzun işi ne? Herhalde belediyemiz "analar çocuğuyla ilgilensin" diye düşünüyor ki bunu daha önce başka bir yerde, bunun gibi bir durum üzerine görevlinin ağzından duydum! İlgilensin tabi işi ne! Ama bu çocuk işte, sabun gibi, bir anlık hareketle herşey olabilir, sen önce bu işin muhatabı olarak önlemini al, sonra insan dikkatine bırak gerisini...

Velhasılı kelam, bugün güzel güneşi görmemiz şerefine yine parkımıza gittik. Meşhur havuzumuzun bir tarafı bozulmuş! Havuzun az aşağısında havuzun elektrik bağlantılarının olduğu bu büyük kapaklar var ve biri ardına kadar açık! Önce bir minik koştu o tarafa, annesi bir hışım tuttu çocuğu, sonra da Bora'yla biz...O sırada parkın düzeninden sorumlu beyfendi(!) tahterevalliye oturmuş tırnak makasıyla tırnaklarını kesiyordu.


Fotoğrafın sağ üst köşesinde meşhur havuz var ama banklardan pek görünmüyor.

Sonra 2 görevli daha geldi havuzun içinde çalışmaya başladılar.
Aralarında:

-Kapağı kapatayım mı? İşin var mı burada?

diye bir konuşma geçtiğini duydum ve tehlikeyi fark ettirmeye çalıştım:

-Oraya bir çocuk düşebilir yalnız çok tehlikeli, o kapağı kapalı tutsanız daha iyi olmaz mı?

Aldığım cevap "Çalışma var" oldu.

-Kapağı kapatsanız da devam etseniz olmuyor mu?

-Kapağı kapatamayız hanfendi, kapak kilitli, kapattık mı açılmaz(?????)

Bu nasıl bir cevap, ben anlamadım. Ben o kapağın hiçbir yerinde kilit görmedim, hadi kilit var diyelim, kabak gibi ne açık bırakıyorsun orayı, ya çevresine bir şerit çekin, ya başına bir adam koyun. Sonra yarın birgün haberlerde biri öldü diye haber çıkar evinde seyreder "cık cık cık" edersin! Ya insan hayatı niye bu kadar önemsiz aklım almıyor, hele de orada oynayanlar el kadar çocuklar, birinin başına birşey gelse hiç mi üzülmezsin?

Parkın diğer tarafında da bir ayak genişliğinde başka bir delik var ve çimenlerin arasında fark edilmiyor.

Sonra parktaki başka bir anneden öğrendim ki görevli, anneyi havuza taş atıyorlar diye azarlamış (Bu arada havuz tamamen taşlardan yapılma).

Bu havuz ve çimenler insanlar için değil zaten. Havuza taş atılmaz ama peçete, naylon poşetler, cips poşetleri mühim değil, çimlere basılmaz sadece köpekler kaka yapsın diye var onlar.

Bu zihniyet ne zaman değişecek, ne zaman sadece bir ölüm haberinin ardından değil de olay anında önlem alınacak? Ben çok yoruluyorum bu görüntülerden, bir anda tüm hayat enerjimi çekiyor vurdumduymazlıkları! Biz ailecek elimizden geldiğince uyarıyoruz bu gibi durumlarla karşılaştığmızda ne olur siz de uyarın(ama burnunuzun ortasına yumruk yemeden durun tabi). Tepeden düzeltilmiyor çarpıklıklar, bari biz biraz ısrarcı olalım....



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder