19 Mayıs 2020 Salı

Gidişim suskun olmuştu, bakalım dönüşüm nasıl olacak?


Gidişimin iş hayatının yoğunluğuyla sessiz sedasız oluşundan sonra; iş hayatının mecburen durgunlaştığı şu dönemde dönüşe evrilmesi çok da sürpriz değil, benim için.
Devamının olması sürpriz olacak...Olabilirse tabi.
Hayat normalleştiğinde...Normalleşirse tabi.

Evdekal'ıyoruz uzun zamandır.

Daha çok miskinlikle, daha çok tekdüze'nlikle, daha çok sessizlikle, daha çok canım ne isterse onu araştırıp öğrenmekle, daha çok yavaş ruh haliyle yaşıyoruz.

Tam benim idealim gibi yani :)

Çoğu insan için zulüm olan karantina günleri, bu yılın başına kadar aklımda zıplayan "şöyle 1 hafta hiçbir şey yapmayacağım desem, asla mümkün değil. Onu bırak,  kurutma makinasında duran çamaşırları zamanında katlamam bile mümkün değil" düşüncelerini çamaşır suyuyla %99'a kadar yok ederek, missss gibi "al guzum sana zaman"a dönüştürdü.

Mandıra Filozofu Fan Club yıldızlı üyesi olarak ben, çalışmayı seviyor olmama rağmen(karantinakeşiflerino.1) her sabah çalan alarmla şu soruya uyanıyordum "ne gerek var ya?!" 

Mesela sabah alarmla doğmayan güne uyanıp, koştur koştur ve tam teşekküllü hazırlanıp, patronuma daha çok nasıl para kazandırayım diye yollara düşüp, zamanla yarışarak günü tamamlayıp, bu süreçte ego savaşlarını "aman canım o da öyle bir insan" ile "başlicam bunun egosuna ha!" arasında gidiş gelişlerle sindirerek, akşam eve koşturma finaline geçip; evde  "yiyelim, toplayalım, yayılalım, ne izleyelim" serisini günün son dönemecinde uzun bir zamanmış gibi yaşayarak, insani uyuma gerekliliği sürelerini aşma zorunluluğunu yerine getirip, uyumaya koyuluyoruz. Bitti mi gün sana. Oh.

Bu kadar yaşamadan koşturmaya ne gerek var ?

En son ne okudun; en son kimin derdini dinledin; kime el uzattın; en son kiminle kahkaha attın; en son ne düşündün, ne düşündün yani, düşünmeye fırsatın oldu mu, kendini, dünyayı, ne yaptığımızı, ne olup bittiğini...diye sorunca ramazan davulu çalıyor mu kulaklarınızda sizin de? He yok, bahşiş almaya kapımıza gelen davulcuymuş o, pardon.

Sistemin, göremediğimiz, anlamaya çalıştığımız ama büyük oranda anlamadığımız, tutmak istesek tutup tutmadığımızı o bizi sarsmadan anlayamayacağımız bir virus tarafından alt üst edilmesi beklemediğimiz bir hareketti. Tarihi anlara şahitlik ediyoruz, sağlıklı olan kesim tabi, bir de tarihi bununla birlikte duranlar var çevremizde...Allah rahmet eylesin.

Bora 'nın korona önlemli karakterleri

Doğa insanoğlunu ayak altından kaldırarak temizlenmeye mecbur kaldı. Ben kendi adıma, yeşile, kuş sesine, insan saygısına(yere tükürmemek yeterli kriter sayılabilir) hasret kalmış bir insan olarak doğanın bu uygulamasını haklı buldum. Üzgünüm; sancılı, göz yaşı dolu,  endişe dolu, tarihten silinmeyecek günler yaşandı, yaşanmaya da devam ediyor. Distopia filmlerini hiç sevmezken, bu süreçte yarı zamanlı çalışma hakkına sahip olduğum için sevinmem gerekirken, distopianın başrolünde hissettim kendimi, sabah yola düştüğümde... Tıbbi, astrofiziksel, düşünsel vs. pek çok açıklama getiriyor olsak da son tahlilde keyifsiz bir şey yaşıyoruz. Kendi küçük dünyama dönmeyi, ruhumu yavaşlatmayı, bedenimi ruhumun hızına tekrar uyumlamayı kendime kar sayıyorum.

Yin&Yang'de olduğu gibi, her kötülüğün içinde bir damla da olsa bir iyilik vardır.

Sağlık dolsun, mutluluk dolsun, birlik dolsun günlerimiz ❤