12 Ocak 2013 Cumartesi

Emzirmek... ama ne kadar?

Haber: Anneler Emzirme Konusunda Bilinçli
Bugün, Bora'yı 22 aylık iken memeden kestiğime bin kere pişman oldum.

Gebe kaldığımda inşallah sütüm olur, 2 sene emziririm diye düşünüyor herşeyin yolunda gitmesi için dua ediyordum. O müthiş gün geldi bebeğimle kavuştuk. Sezaryen olmama rağmen gürül gürül sütüm gelmişti, Bora müthiş bir atılımla emmeye başlamış beni hiç zorlamamıştı. Meme uçlarım o andan itibaren yırtılmaya ve yarılmaya başlamıştı. Allah'ım nasıl bir acı! Gözlerimden yaşlar gelerek emziriyordum ama yılmıyordum bu savaşı meme yaralarım değil ben kazanacaktım! 3-4 ay acı çektim ama hiç umursamadım. Geç de olsa alışmak zorunda kaldılar.

Emzirmek anne olmadan önce insanın anlamasının mümkün olmadığı bir duygu. Ve sadece emzirme döneminde hatıra olarak kalacak ve hep özlemle hatırlanacak bir iletişim... Ben Bora'nın kollarıma teslim olduğundaki huzurunu izlemeyi hayatta hiçbir şeye değişmem! Öylesine güzel ve özeldi. Daha önce planladığım gibi 2 yıl devam edecektim. Fazlasının bilimsel olarak gereksiz olduğu düşüncesineydim. Daha doğrusu bu düşünceyi savunan bilim adamlarına inanmıştım. Bora 17 aylık olduğunda beni geceleri hiç uyutmamaya başlamıştı. Bu durum beni gündüzleri çok sinirli yapıyor, Bora'nın yaramazlıklarını sakin karşılayamıyordum, akşamları sessizliğe büründüğümde bir da bunun vicdan azabını yaşıyordum. Eşim neredeyse 1,5 yıl olduğunu ikimize de bu şekilde yazık olduğunu söyleyince bırakmaya niyetlendim. Forumlarda annelerin yaşadıklarını okuyunca da "meğer bırakma zamanı gelmiş" diye düşündüm. En yakın arkadaşlarımdan birinin de Bora'dan 2 ay küçük oğlu vardı, o da aynı şeyleri yaşadığını ve emzirmeyi azalttığını söyledi. O sırada Bora'nın rutin doktor kontrolü ve aşısı vardı. Aşılarını sağlık ocağında takip ediyorduk. Önce kendi doktoruna kontrole gittik sonra da sağlık ocağına aşıya... Sağlık ocağındaki doktor da aşı yapmadan önce inatla tekrar muayene etmek istedi. Zaten kontrolden geliyoruz diyoruz, yok görmek istiyor diyorlar! O kalabalıkta lüzumsuzca bekledik ve nihayet sayın doktorun odasına girdik. Gergin soru-cevap anlarında "Anne sütü alıyor mu" diye sordu. "Evet ama şu aralar keseceğim" dedim.

- Neden, yemek yemiyor mu?
- Yoo, yiyor.
- Süt mü yok?
- Yoo, var...

Bu sırada kendimi çocuğunu önemsemeyen kendi havasında bir anne gibi hissettim ama doktora sinirli olduğum için fazla üzerinde durmadım.

- 2 yaşına kadar emzirmeyi öneriyoruz normalde.
- Evet biliyorum.
- Sonra pişman olmayın da...!

Evet, sonra pişman olmayayım...Çok haklıydı. Ona öyle söylemedim ama çok haklıydı. Eve döndük, o an farkında değildim ama ertesi gün kendimle başbaşa kaldığımda gerçekle yüzleşecektim. Meğer o söylendiğim doktor hayatıma nasıl bir noktadan dokunacakmıştı...

Vazgeçtim. Yorgun gece, bitap gündüz geçecek gidecek ama bu süt onun hayatını etkileyecek, dedim. Devam ettim. Bora ise sanki yeni doğmuş bebek gibi devamlı emmek istiyordu. Bir an gözgöze gelsek, canı sıkılsa, boş kalsa meme istiyordu. Sütüm bitiyordu acı çekmeye başlıyordum ama o yine istiyordu. Aradan 5 ay geçti. Bora 22 aylık oldu ve yaz gelmişti. Yarım gün anaokuluna götürüp sosyalleşmesi için bir yer arıyordum. Aslında anneli oyun grubu arıyordum ama çevremizde yoktu. Evimize çok yakın bahçeli bir köşk anaokulu oldu. Yemyeşil bahçesi ve oyun parkı vardı çok da güvenliydi. Ama anneli oyun grupları yoktu. Bir deneyelim dedik. Bora bu meme bağımlılığından hiç kopamayacak ve ben ona nasıl mantıklı bir açıklama yapıp sakinleştirebileceğim diye düşünüp duruyordum. Şurada 2 ay sonra kesmem gerekecekti. Aklıma anaokulunu bahane etmek geldi. Şimdi kestim kestim yoksa ne diyecek kesecektim? Bora ağladığında "bak oğlum sen büyüdün artık okula gidiyorsun, öğretmenlerin var, artık memeden değil biberondan süt içeceksin sadece" deyip öpüp kokladım. Boynunu büktü ama teslim oldu. Mantıklı bir açıklamayla ikna olmuştu. Hiç zorlanmadan da bıraktı. Şu an Bora 29. ayında ve ben ww.sormabulmadunyasi.blogspot.com  'da okuduklarımdan sonra keşke 7 ay önceye dönebilsem diyorum.


Artık 2 senenin yeterli olduğu görüşünde değilim. O süt çok değerli ve ne kadar içerse o kadar kar. Hem zaten 2 sene yeterli olsaydı süt kendiliğinden kesilmeliydi diye düşünüyorum şimdi. Nasıl bebeğin anne karnındaki süresi belli ise o da belli olurdu. Ama madem öyle bir sınır yok demek ki gereksiz değil. Genel toplumsal baskıdan etkilenip mi yaptım bunu, rahatımdan mı, bıraktıramayacağım korkusundan mı... Niye yaptırsam yaptım, keşke yapmasaydım. Şimdi oğluma yararlı bir şeyi göz göre göre elinden almışım hissi oturdu boğazıma...Büyüyünce özür dileyeceğim diye söz verdim kendime.  Ama neye yarar...

Muallakta olduğum bir şey daha vardı, onda toplumsal yargı ve bilimsel yayınları değil kendimi ve oğlumu dinlemeye karar verdim. Doğduğundan beri bizim yatağımıza bitişik karyolasında uyuyan bebeğim ne zaman bana sarılarak değil yatağına kıvrılarak uyursa o zaman odasına alacağım. O ve ben...Ne zaman doğru olduğunu hissedersek o zaman. Nokta.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder