10 Mayıs 2012 Perşembe

Tereyağı-Zeytinyağı ve diğerleri


Bunca zaman korktuğum ve kaçtığım tereyağının o kadar da öcü olmadığını öğrendim. Son yapılan açıklamalara göre herhangi bir kalp-damar hastalığımız yoksa az miktarda (diyetisyen önerisi günde 1-2 silme tatlı kaşığı) tereyağı tüketmek çok yararlı. Bu benim için yaman bir çelişki, demek ki damarlarda bir problem yaratıyor ki kalp-damar hastalığı olanlara yasaklanıyor diye düşündürtüyor beni ama işin ehli insanların lafının karşısında boynumuz kıldan incedir prensibinden fazla kurcalamıyorum. Margarin ile tereyağını karşılaştırma girişiminde bulunmuyorum bile zira margarin eskiden bugüne devam eden bir bilgi olarak gayet gereksiz ve zararlı bir meret.








Sağlığımız için ilk tercih edeceğimiz yağ zeytinyağı. Tabi iyi zeytinyağı seçmek çok önemli. İyi zeytinyağını ise şöyle anlıyormuşuz: kokusu meyvemsi bir koku olacak ve içildiğinde gırtlağı yakacak. Bahsedilen meyvemsi kokuyla ben ilk defa bu yıl tanıştım, gerçekten yağı tencereye döktüğümde bana domatesi hatırlatan bir koku yayılıyor. Meğer bunca zaman ismi bilindik diye aldığımız nice zeytinyağı sandığımız şey aslında bambaşka bir şeymiş. Zeytinyağı bulamıyorsak diğer sıvı yağları kullanacağız. Ancak yemeklerimize tad vermesi için az miktatlarda tereyağı kullanmamızın bir sakıncası yok. Tabi doğal tereyağı bulmamız yine çok önemli fakat bizim ambalajlı ürünlerin ne kadar doğal olduğu tartışılır. Bir tanıdığınız kendi yapıyorsa ne ala. Margarin kullanmayı ise alışkanlıklarımız arasından derhal çıkarmalıyız. Zira sağlığa hiçbir yararı tespit edilememiş ve hatta zararları gün gibi ortada olan bir maddeyle işimiz olmaz.


Afiyetli ve sağlıklı günler...




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder