Bebeğiniz erkekse mavi kıyafetler, kızsa
pembe kıyafetler alınır. Bazısı "ayh, sevmiyorum ben öyle pembeyi,
maviyi..." der ama kızsa sarı, turuncu, kırmızı; erkekse yeşil, gri,
lacivert alır. Yine aynı hesap yürür yani.
Diş kaşıyıcının bile femineni, maskuleni
aranır.
Oyuncak hediye alınacaksa erkeğe mutlaka
araba, kıza mutlaka bebek alınır. (Bizim jenerasyon biraz geliştirdi kendini
Allah'tan).
Çocuk büyüyüp, başka oyunlar dahil edince
günlerine, etrafı alır bir endişe... Haa önemli ayrıntıyı atlamayayım, sorun
sadece şu durumda olur: çocuk erkekse! Aman bebeklerle oynamasın, çay
pişirmesin, yemek yapmasın... Kızsa kamyonla oynayabilir, futbolla ilgilenebilir,
(bizim her cinsiyet için tasvip sınırlarımız dışında da olsa toplumsal açıdan
bakıldığında) tabancayla oynayabilir; sorun değil bro! Hatta espiri yapar
güleriz, erkek gibi kız olacak vallahi korkulur, kehkehkeh pöhpöhpöh nihohaha
falan.
Özellikle erkek çocuklara yönelik bir
"gay olur mu?" şüphesi gezer durur toplumumun insanının içinde...
Hiç öyle takıntılarım yok, diyorsanız bile
içten içe bir "rahatsızlık" ya da en hafifinden bir
"acaba?" hissedersiniz. Çünkü biz de böyle yetiştirildik,
öğrenilmişlerimiz var. Ama geçmişin kurbanı olmayı da kabullenecek değiliz.
Günümüzde psikologlar/pedagoglar oyuncak
seçiminde cinsiyet ayrımına tamamen karşılar. Oyuncak seçimi ile ilgili bir
yazı okursanız, oyuncağın güvenli olmasından, yaşına uygun olmasından vs.
bahseder. Cinsiyet ayrımı yapılmaması gerektiğinin altını çizerek asıl olması
gereken özelliklerine değinirler.
Çocuk hayatı oyunla öğrenecek değil mi? O zaman kızlar için
durum normal addediliyorken, erkekler niçin tamirci ya da şoför olmak
zorunda kalıyor?
Baba olmayacak mı sonuçta? Bebekle de
oynasın.
Kendi işini göremeyecek mi? Yemek de
pişirsin, çay da yapsın.
Hayatın içinde olan her şeye
dokunsun.
Sonunda bu oyunlar erkek çocuğa durağan
geleceğinden eline bir araba alıp koşturmak, futbol oynamak, gürültülü tamir
işi yapmak, hoplamak, zıplamak daha cazip gelir, diğer oyuncaklarla çok da
vakit harcamaz gibi geliyor bana...
" Bebeklerle oynadığı için “Eyvah!
Oğlum kız gibi davranıyor” diyerek endişelenip tepki göstererek
çocuğunun bu yaptığından utanç duymasına ve kendini kısıtlamasına neden
olmayın. Bu şekilde davranışınız sağlıklı bir cinsel kimlik gelişimine engel
olur. Kız ve erkek çocuklarının doğuştan getirdikleri cinsel
yatkınlıklar ve dürtüler vardır. Bu yatkınlık ve dürtüler cinsel kimlik
gelişimin sürecinde doğal olarak zamanla kendini gösterir. Bebekleriyle oynayan
erkek çocuk bir süre sonra arabalarla ve erkeklerin ilgilendiği diğer
oyuncaklara yönelecektir. Bu nedenle endişe etmek gereksizdir.
Kısacası bütün bu ayrımları, ön yargıları, kalıpları biz geliştiriyoruz ve yaptığımız yorumlarla, davranışlarımızla çocuklara öğretiyoruz. Bunun bilincinde olursanız çocuğunuzun sağlıklı cinsel gelişimini desteklemiş olursunuz. / Pedagog Sevil Gümüş"
Kısacası bütün bu ayrımları, ön yargıları, kalıpları biz geliştiriyoruz ve yaptığımız yorumlarla, davranışlarımızla çocuklara öğretiyoruz. Bunun bilincinde olursanız çocuğunuzun sağlıklı cinsel gelişimini desteklemiş olursunuz. / Pedagog Sevil Gümüş"
Uzmanlar sağlıklı cinsel gelişim için
erkeklerin de bebeklerle oynayabileceğini ancak ne şekilde ve ne sıklıkta
oynadığının izlenmesi gerektiğini söylüyor. Erkek çocuğunuz oyuncak bebekle
oynarken anne rolü mü üstleniyor? Sürekli bebekle mi oynuyor? O zaman yardım
almanız gerekebilir...miş. Sürekli erkeklerle oynayan ve erkek oyuncaklarını tercih eden kızlar için de aynı durum geçerliymiş.
" Evet erkek çocuklarının bebekle
oynamalarında sakınca yoktur. Hatta bu durum belki onların ilerideki baba
modeline şekil verecek bir durumdur. Ancak burada önemli olan erkek çocuğunun
bebekle oynayış tarzıdır. Erkeksi bir havayla mı yoksa biraz kadınsı tavırlarla
mı? Bunu çok iyi gözlemleyip etüt etmek gerekli. Erkeksi özellikleriyle
bebekleriyle oynaması gelişimine olumlu şeyler katacağı gibi anne vari oynamak
cinsel kimlikte sapmaları işaret edebilir. / Çocuk Gelişim Uzmanı Şenay Yılmaz
"
Cinsiyet farklılıklarını ve bunun getireceklerini çocuklar bizden
öğreniyor. Benim neden ayakta çiş yapamadığımı sorunca Bora, kız-erkek farkını
öğreniyor. Makyaj yapmayacağını ama tıraş olacağını öğreniyor. Bacaklarının
babası gibi kıllı olmasına heves ediyor. Bunların hepsi bizim anlatımlarımız sonucu
onun aklında şekilleniyor. Dünya bu şekilde oluşturulmuş ve biz de devam
ettiriyoruz. Ojeyi niye kadınlar sürer? Çünkü bu gezegende böyle
yapılıyor(istisnalar hariç). Kabullenip, bunu normal görüyoruz, gelecek kuşağa
da bizim benimsediğimiz normali öğretiyoruz. Peki ya bu şekilde anlatmasaydık?
Uzmanlar "cinsel kimlikte sapma"
olmasından bahsediyorlar. Cinsel kimlik doğuştan içgüdüsel olarak mı geliyor yoksa
dışarıdan etkilenerek mi şekilleniyor? Doğuştan ama dışarıdan da etkileniyor,
diyorlar. Kız çocuk anneyi örnek almalı, erkek çocuk babayı örnek almalı. Tersi
bir durum olursa cinsel kimlikte sapma sebebiyle yardım almamız gerekebilirmiş.
Ben bu konuda bir bilime kulak veriyorum,
bir kendime... Bir geçmişte olan bitene bakıyorum, bir şimdi yaşananlara... Kesin
bir yargıya varamıyorum. İçten içe her oyuncakla oynaması gerektiğine
inanıyorum. Ama oynatabiliyor muyum? Hayır. Üzerimde bir baskı söz konusu. Bora
bir bebek istedi, alamadım. Niye? Ben de muallakta kaldım çünkü... Benden kalma bir bebek bulduk sonra, onunla oynuyoruz
şükür! İlginç oluyor, ben kendisi ilgilenecek sanırken "Anne bebeğin karnı
acıkmış, onu yedir" diyor. Anne rolünü bana bırakmış oluyor. Doğru
gidiyoruz sanırım?
Biz oyuncak seçimini konuşaduralım,
dünyada çocuğunun cinsiyetini herkesten saklayan ve herhangi bir yönlendirmede
bulunmadan kendi seçimini bekleyenler; erkek-kız ayrımı yapmaksızın kolalı
elbiseler giydirenler; cinsel kimliğin sonradan öğrenildiğini iddia edip
psikolojik çalışmada bulunanlar olmuş...Birkaç farklı örnek verip kafaları daha
da karıştırayım diyorum :)
1- Eski zaman demeyin, neler olmuş neler!
Solda görünen minik kızın büyümüş hali,
sağdaki amca!
Amerikanın 32. başkanı Franklin Delano
Roosevelt !
1800'lü yılların Amerika'sında cinsiyet
ayrımı yapılmaksızın çocuklar giydirilir, süslenirmiş. Böyle fotoğraflar
olurmuş albümlerinde... O dönemin uzmanları yok muymuş, hemşerim n'apıyosun
cinsel kimlik sapması olacak, diyen? Bilinmez.
2- "Cinsel kimlik doğuştan gelir"
1965 yılında Reimer Ailesinin Bruce ve Brian
adını verdikleri ikiz erkek bebekleri oluyor. Bebekler bir sağlık problemi
yüzünden sünnet ediliyor. Sünnet sırasında maalesef Bruce'un penisinde geri
dönüşü olmayan zarara sebep oluyorlar. Ne yapacaklarını bilemeyen ailesi ünlü
psikolog John Money'e başvuruyor. "Cinsiyetin doğuştan değil, yetiştirme
tarzıyla oluştuğu"nu iddia eden Dr. Money çocuğun penisi olmayan bir erkek
olarak büyümesindense, gerçek cinsiyetini bilmeyen bir kız olarak
büyütülmesinin daha iyi olacağını söylüyor. Aile de, biz bilecek değiliz ya
adam okumuş etmiş, diyor kabul ediyor. Bruce'un testisleri de alınıyor ve adı
oluyor : Brenda.
( Dr.Money'in teorisini ispatlamak için ikizleri denek olarak kullandığı ve bunun için birçok iğrenç yöntemler denediğini de not düşeyim ancak ayrıntıya girmeyeyim. Zira bu acıklı hikayeyi ayrı bir konu olarak uzun uzun incelemek gerekiyor.)
Brenda tam bir kız gibi yetiştiriliyor(hormon tedavisi de cabası). İkizi Brian da gerçeğin bu olduğunu sanıyor. Ama Brenda bir terslik olduğunu düşünüyor.
Sorunlar bitmeyince Brenda'ya 13 yaşında gerçekler açıklanıyor. Brenda'nın içi rahatlıyor:
"Birdenbire neden öyle hissettiğim
anlam kazandı. Bir çeşit ucube değildim. Deli değildim"
Gerçeği öğrenen Brenda, gerçek cinsiyetine dönmeye karar veriyor ve adı oluyor: David.
Hikayenin devamı hiç iç açıcı değil. Ama bizim konumuzla ilgisi: cinsiyetin doğuştan gelmesi. Sen istediğin kadar kız yapmaya çalış, erkek doğmuş işte.
3-Cinsiyetsiz çocuk yetiştirme
Bu felsefeye göre toplumun baskısını ve yönlendirmesini engellemek, çocukların
kendi tercihlerini, ilgi alanlarını özgürce ifade etmesine, kimliklerini
özgürce seçmelerine destek olmak için çocukların cinsiyeti çok yakın çevresi
dışında kimseye söylenmiyor.
"Toplumsal cinsiyetin kurgusu toplumdan topluma değişir. Dişil ve eril olana tarihsel olarak farklı anlamlar verilmiştir. Bir çocuğu erkek ve kadın normlarına göre yetiştirmek, onun yaratıcılığına ket vurabilir./ Judith Stacey- New York University"
Dünyadaki birçok örneğinden bir tanesi Kanada'da yaşayan Storm. Anne Kathy Witterick "İnsanlar bir bebek doğduğu zaman ilk olarak 'Kız mı, erkek mi?' diye soruyor, bu çok saçma" derken baba Stocker, "Birini tanımak istiyorsanız cinsiyetini merak etmezsiniz. Cinsiyeti onun hakkında yargıya varmak için en son gerekli bilgidir" diyerek kararlarını savunuyor. Çocuklarının cinsiyetini çok yakın çevresi dışında kimseye söylemeyen aile, Storm'un gezegenimize ait kalıplardan uzak başladığı yaşamında ona seçim hakkı vermek ve daha özgür olmasını sağlamak için bunu yaptıklarını söylüyor.
Ortadaki sarı saçlı şirin melek : Storm |
İsveç'te, gerçek ismi saklanan ve "Pop" olarak anılan
miniğin anne babası da çocuklarının daha özgürce yetişmesi ve belli cinsiyet
kalıplarına bağlı kalmak zorunda olmaması için uğraştıklarını söylüyorlar. Pop
kız elbiseleri de giyiyor, pantolonlar da. Saçlarını bazen uzatıyor, bazen kısa
kestiriyor. Nasıl isterse...
Angelina Jolie- Brad Pitt çiftinin kızları Shiloh da kendi isteği
doğrultusunda erkek kıyafetleri giyiyor. Ailesi, çevreden gelen eleştirilere "istediğini giyebilir"
şeklinde cevap veriyor.
.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder